-
1 ticarethane
1. متجر [مَتْجَر]2. محل [مَحَلّ]3. مخزن [مَخْزَن] -
2 مخزن
Iمُخَزَّن1. kumanya2. cephanelik3. zahireIIمُخَزِّنstokçuAnlamı: stok yapan kimseمَخْزَن1. kilerAnlamı: ambar2. butik3. mahzenAnlamı: yer altı deposu4. kırk ambar5. ticarethane6. ardiyeAnlamı: genellikle ticaret eşyası saklanan yer, depo, antrepo7. ambar8. depoAnlamı: korunmak, saklanmak için bir şeyin konulduğu yer -
3 متجر
Iمُتَّجِر1. tacirAnlamı: ticaretle uğraşan2. tüccarAnlamı: ticaret yapan3. bezirgânAnlamı: tüccar, tacir, mesleğini sadece kazanç icin kullanan kimseIIمَتْجَر1. tecim eviAnlamı: ticarethane2. butik3. ticaretAnlamı: mal alım satımı4. ticarethane -
4 محل
Iمَحْل1. kuraklıkAnlamı: kurak olma durumu2. entrika3. hileAnlamı: yanıltmak için yapılan düzen, dolap, desise, oyun4. verimsizlikAnlamı: verimsiz olma durumu5. kısırlıkAnlamı: kısır olma durumu6. kıtlıkIIمَحَلّ1. tabakaAnlamı: makam, derece2. butik3. tecim eviAnlamı: ticarethane4. mevziAnlamı: yer, mahal5. makamAnlamı: mevki, yer6. mahalAnlamı: yer, yöre, mevzi7. pozisyonAnlamı: durum, konum8. ticarethaneمُحَلٍّ1. dekoratörAnlamı: tiyatro, opera vb. dekorlarını tasarlayan sanatçı2. dekoratifAnlamı: dekor olarak kullanılan süslemeye yarayan, süsleyici
См. также в других словарях:
ticarethane — is., Ar. ticāret + Far. ḫāne Ticaret işlerinin yürütüldüğü yer Harp başlamadan evvel bir ticarethanede kâtiptim. S. F. Abasıyanık … Çağatay Osmanlı Sözlük